Masalların En Önemli Karakterlerinden Biri: EJDERHALAR

/ Mart 8, 2022/ Blog Yazıları

“Artık toplantıya başlayalım” dedi aralarından birisi. Birkaçı karşı koydu: “Olmaz! Bekleyelim. Neredeyse gelir. Gene bir masaldan çıkmaya çalışıyordur”.

“Kanatları olmasa sürüne sürüne anca gelir derdim ama…” dedi yılana benzeyen, “Uçmayı mı unuttu nedir”?

Kocaman bir kertenkeleyi andıran, “Geliyor işte!” diye bağırdı.

Oflaya puflaya, ağzından ateşler çıkararak tepelerine iner gibi aralarına katıldı kanatlı yaratık. “Off” dedi, “Gene geç kaldım değil mi? Pek beceriksiz bir prensle uğraşmam gerekti. Neyse buradayım işte. Başlayalım artık şu Ejderhalar Toplantısına. Gündem neydi? Aaa, evet. Biz ejderhalar bu yüzyılda da çocuk kitaplarına girecek miyiz, girmeyecek miyiz diye toplandık, değil mi”?

İnsanın hayal gücünün tarih öncesi dönemlerde yaşayan dev sürüngenlerden esinlenerek yarattığı ejderhalar için önemli bir toplantıydı bu. Yüzyıllardır dünyanın her tarafındaki mitlerde, masallarda yer almışken günümüz çocuklarının ilgisini çeken robotların, yapay zekâ yaratıklarının karşısında direnebilecekler miydi? Ejderha ya da Ejder, zaman zaman Dragon ve hatta Evreğen adıyla tanınan bu yaratıklar önemli bir sorunla karşı karşıya olduklarını düşünmekteydiler…

Kim Bu Ejderhalar?

Özellikle yer kürenin doğusundaki ülkelerin kültüründe çok daha fazla önem taşıyan yarasa kanatlı, kuyruğu dikenli, derisi pullu, ağzından ateş saçan ve uçabilen dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavar Ejderha, dünyanın her köşesinde tanınır. Dev, Cadı, Anka Kuşu gibi masalların “olmazsa olmaz” karakterlerinden biridir. Genellikle olayların çözülme noktasının bekçisidir. Ya suyun önünü keser ya mağaranın kapısını bekler ve masal kahramanını yok etmeye hazırdır.

İnsanın her zaman gerçeklerden yola çıkan hayal gücü yüzyıllar öncesinde neden böyle bir yaratığa gerek duymuş olabilir? Ejder figürüne yüklediği anlamlar nedir? Gelin bu soruların yanıtlarını bulmak için tarih öncesi günlere uzanalım:

Türlü yaban hayvanları, çeşit çeşit dinozorlar, her boyutta kuşların yaşadığı tarih öncesi çağlarda çok büyük kertenkele ve yılan gibi sürüngenlerin yaşadığı kanıtlanmış bir gerçek. İnsanlar karşılaştıkları bu yaratıkları anlatılarına konu ederken onların özeliklerini hayal güçleriyle daha da çeşitlendirmişler. Kuşların kanatları dev sürüngenlere eklenmiş, harlı nefesleri alevlere dönüştürülmüş, sonra da biraz gerçek çokça hayal ürünü olan bu canlılara türlü anlamlar yüklenmiş.

Örneğin, bazı toplumlar ejderhaların uğur getirdiğine inanırken diğerleri uğursuzluk getirdiğine inanır. Çin gibi doğu ülkelerinde ejderhalar yeniden doğuş, bolluk bereket, iyilik ve bilgelik simgesi iken Avrupa efsanelerindeki ejderhalar felaketlere yol açan, uğursuzluk ve kıtlık getiren çok güçlü kötü karakterlerdir. Böylesi birtakım farklılıklara karşın, hemen her toplumda ejderhaların insanüstü güçlere sahip olduğuna inanılır.

Doğudan-Batıdan Ejderhalar

Doğu ve Batı kültürlerinde ejderhaların görüntüleri de farklıdır. Doğuda kanatları olan bu yaratıkların Batı kaynaklı anlatılarda kanatları yoktur. Moğol inanışına göre boynuzları bile vardır.

Kanatlı ya da boynuzlu, iyi ya da kötü huylu olsun, tüm kültürlerde ejderhaların girmediği edebiyat türü yoktur. En eski yazılı metinlerde, öykülerde, romanlarda, kuşaktan kuşağa anlatılarak aktarılan efsane, masal ve hatta şarkılarda bile karşımıza çıkarlar. Yedinci Sanat sinemanın da ilk yapımlarından bugüne kadar ejderhalar konusundan çokça yararlandığını biliyoruz.

Görünüşü kültürden kültüre değişen bu kurgusal yaratığın adı da değişkendir. Doğu ülkelerinde Ejderha ya da Ejder, Batı’da Dragon diye tanımlanır. “Dragon” eski Yunanca “Drakon” sözcüğünden gelmektedir. “Ejder” ise Farsça ‘‘Ajdahak ya da “Ajdaha’’ sözcüğünden türetilmiş. “Ajdaha”nın Türkçe anlamı “Evren”dir. “Var olan her şey” demek olan “Evren”, eski Türk inanışlarında, dünyanın bir ya da daha fazla ejderha tarafından döndürüldüğü, yani “evrildiği” düşünüldüğü içindir. Dünyayı çeviren bu ejderhaya “Eviren” denirken zamanla “i” harfi düşmüş ve sözcük “Evren” halini almış. En ünlü eski Türk anlatılarından olan Dede Korkut Hikayeleri ve Oğuz Kağan Destanı’nda da karşılaştığımız bu yaratıkların zaman zaman Sangal, Bükrek, Celbegen, Badraç ve Büke gibi değişik adlarla anıldığını görürüz.

Eskiden- Yeniden

Ejderhalar değişik ülkelerin yazılı ve sözlü edebiyatlarında yer almanın yanı sıra koca bir krallığın kendisine ejderhayı yenen bir azizi resmi koruyucu seçmesine bile neden olmuşlar. Söz konusu ünlü İngiliz efsanesi Aziz George ve Ejderha. On dördüncü Yüzyıl’da İngiltere kralı 3’üncü Edward, köylülerin hayatını zorlaştıran, kendisine insanlardan kurban verilmesini isteyen çok güçlü bir ejderhayla savaşarak onu yenmeyi ve öldürmeyi başaran Aziz Geoge’u İngiltere Krallığı’nın “Resmi Ruhani Koruyucu”su ilan etmiş.

Kadim kültürler ve inançlarda bu denli önemli olan kurgusal yaratık Ejderha, günümüze kadar gelmiş, sözlü ve yazılı edebiyat türleri arasında çocuk edebiyatına da girerek hayal dünyamızı etkilemeyi sürdürmüştür. Son yıllarda tüm ülkelerin çocuk edebiyatında baş köşeye oturan Harry Potter adlı kitap dizisinde çok kez görünen ejderhalar Öbüruç Opalgözü, Çin Ateştopu, Sıradan Gal Yeşili, Hebrid Siyahı, Macar Boynuzkuyruk, Norveç Pütürlüsü, Peru Zehirdişlisi ve Romen Uzunboynuz gibi isimleriyle adeta evrenselliklerini kanıtlamaktadırlar.

Sonuç

“Güzel bir toplantı oldu” dedi Kanatlı Ejderha. “Avatarlar, robotlar masallara girdiklerinde zaman zaman bize de rastlayacaklar. Hem onların çıkış noktası da hayal gücü değil mi? Çocukların hayallerini besleyen masallar var oldukça, insanoğlu hayal kurmayı sürdürdükçe biz hep var olacağız”.

Sonra ejderhaların kimi uçarak, kimi sürünerek dağıldılar. Her biri kendi barınağı olan yer altına, dağdaki mağaraya, su dibine, ormana gitti. Her zaman olduğu gibi masallara, romanlara, çizgi filmlere girip çocukların hayal gücünü canlandırmak için hazırlandılar.

Daha fazla okumak için:

Soğuk Kış Gecelerinde İçimizi Isıtan Masallar…

Peri Masalları Çocuk İşi…

Share this Post