Hangi Çocuk Hakları?

/ Kasım 22, 2021/ Blog Yazıları

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzalandığı 20 Kasım her yıl Çocuk Hakları Günü olarak kutlanmakta.  1989 yılında imzalanan Çocuk Hakları Sözleşmesi çocukların yaşamasını ve gelişmesini, ayrım yapılmamasını, çocuğun yüksek yararının gözetilmesini üstün tutmak gibi çocuklara özgü hakların tamamını içeren bir sözleşmedir.  Türkiye Sözleşmeyi 14 Eylül 1990’da imzalayarak, ‘Taraf Devlet’ konumuna gelmiştir.

Sözleşme’nin dört adet yol gösterici ilkesi bulunmakta. Bu ilkeler:

  1. Ayrımcılık Yapmama: Dinleri, ırkları, yetenekleri, kültürleri, düşünceleri ne olursa olsun, kız veya erkek, zengin veya fakir olması gözetilmeksizin, tüm çocukların hakları eşittir.
  2. Çocuğun Üstün Yararının Önceliği: Çocukları etkileyebilecek yönde verilen her kararda veya yapılan her işlemde her zaman onların üstün yararına öncelik tanınmalıdır.
  3. Çocuğun Varlığını ve Gelişimini Sürdürmesini Sağlamak: Her çocuğun doğal olarak yaşama hakkı vardır. Onlara gelişmeleri ve potansiyellerini gerçekleştirebilmeleri için fırsat verilmelidir.
  4. Katılım: Her çocuğun kendi düşüncesini ifade etme hakkı vardır. Çocuklar kendi yaşam ve tecrübelerinin uzmanlarıdır ve kendilerini etkileyecek kararlarda onlara danışılması gerekmektedir.

Geçtiğimiz cumartesi Çocuk Hakları Gününün 32. sini kutlandı. Hâlâ değişen bir şey olduğu söylenemez. Çocuk istismarının, çocuk işçilerin, çocuk askerlerin sayısı azalmadı aksine arttı.

20 Kasım 2021 ‘de Türkiye Yetim Vakfının açıkladığı sayılara göre:

  • Dünyada 79 milyonu tehlikeli işlerde olmak üzere 160 milyon “Çocuk İşçi“ var.
  • Cephelere sürülen 300 bin „Çocuk Asker“ bulunmakta.
  • Her gün açlık ve yoksulluğa bağlı nedenlerle 22 bin çocuk hayatını kaybederken 385 milyon çocuk ağır yoksulluk şartları altında yaşamakta.
  • Yılda 4 milyon kişi insan kaçakçılığının konusu olurken bunun 2,5 milyonu çocuklar.
  • 80 milyonu aşkın mülteci nüfusunun yarıdan fazlasını yine çocuklar oluşturmakta.

Tüm çocukların hakları olmasına rağmen, çoğu zaman onların bu hakları anlamasının ve kullanmasının önünde büyük engeller bulunuyor.

Örneğin, tüm çocukların her türlü şiddete karşı korunma hakları vardır. Ancak her gün pek çok çocuk evde, okulda veya bulundukları topluluklarda şiddete tanıklık ediyor veya şiddet görüyor.

Her çocuğun, kendi yaşamı hakkında kararlar verilirken fikirlerinin dinlenmesi ve ciddiye alınması hakkı vardır. Ancak pek çok yetişkin, çocukların yaşamlarında karşılaşabilecekleri sorunları çözmek üzere en iyi yolu bulmaları için onların görüşlerini dinlemeye zaman ayırmıyor veya onlarla iş birliği yapmıyor.

Çocuk İşçiliği

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirisi‘nin 9. maddesi, çocukların her türlü istismar, ihmâl ve sömürüye karşı korunmasını ve hiçbir şekilde ticaret konusu olmamasını beyan etmektedir. Ayrıca, çocukların uygun bir asgari yaştan önce çalıştırılmamasını; sağlığını ve eğitimini tehlikeye sokacak fiziksel, zihinsel ve ahlâkî gelişimini engelleyecek bir işe girmeye zorlanmamasını gerektirmektedir.

Ne yazık ki, Uluslararası Çalışma Örgütü‘nün verilerine göre dünya genelinde 160 milyondan fazla çocuk işçi bulunuyor. Çocuk işçiler için en tehlikeli sektörler arasında tarım, inşaat ve madencilik yer alıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, yaşları 5 ila 14 olan 132 milyon çocuğun tarım sektöründe çalışmaya zorlandığına ve bu nedenle eğitim ve sağlık olanaklarından yoksun kaldığına dikkat çekiyor. Ayrıca çocukların mafya ve çetelerin elinde; zorla gasp ve yankesicilik suçlarına yönlendirilmesi, duygusal istismarı göz önünde bulundurarak dilenciliğe teşvik ettirilmeleri verilecek örneklerden bazıları.

Savaş ve Çocuk Askerler

Savaş milyonlarca çocuk için gündelik hayatın bir parçası haline geldi. Bir kısmı başka bir yaşam tarzı tanımazken, bir kısmının dünyası da savaşların ortaya çıkışıyla altüst oldu. Bu etkilerin sonucunda sayısız çocuk öldü, birçoğu da sakat veya öksüz kaldı. Milyonlarcası sevdiklerinden ayrılarak mülteci ya da yerinden-yurdundan edilmiş olarak, yollara dökülmeye zorlandı. Çoğu; şiddet, korku ve zorluk dolu ortamda travma içinde yaşamaktadır.

Hamburg Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre çocuklar dövülen, vurulan ve tecavüze uğrayan insanların şiddet sahnelerine tanık olup savaşmaya ve adam öldürmeye teşvik ediliyorlar. Bu araştırmada yer alan 169 çocuk ve gencin yaklaşık üçte birinin travma sonrasında gelen stres bozukluğu ile yaşadıkları tespit edildi.

Tüm bunların yanısıra bir de çocuk askerler var. Çocuk Asker Kullanımının Durdurulması için Koalisyon’un (ÇAKDİK) yaptığı yeni bir araştırmaya göre, 87’den fazla ülkede bir milyondan fazla çocukhükümet silahlı kuvvetlerineveya silahlı gruplara asker olarak alınıyor.

Bu çocuklardan en 300,000 tanesi 41 ülkede aktif olarak savaşmaktalar.

Personel açığıyla karşı karşıya kalan endüstrileşmiş ülkeler de gençleri askere çekebilmek için çabalarını arttırdı. Birleşik Krallık 16 yaşındaki gençleri bile askere alıyor ve 17 yaşındakileri de savaşa gönderiyor. ABD, 18 yaşından küçükleri Körfez Savaşı, Somali ve Balkanlar’a göndermiş.

Çocukların haklarını yaşayabilecekleri ve potansiyellerini en iyi şekilde gerçekleştirebilecekleri bir dünya yaratılması ümidiyle…

Share this Post