Kahramanlar Destan Yazdırır

/ Ekim 18, 2021/ Blog Yazıları

Her toplumun geçmişinde unutulmaz olaylar ve bu olayların unutulmaz kahramanları vardır. O toplumun bireyleri, özellikle de çocuk ve gençler bu kahramanlara özenir, onlar gibi olmak ister ve onların yer aldığı destanlarla öğünürler.

Destan sözcüğü, anlamı “konuşma, nutuk, sohbet” olan eski Yunanca “epospoien” sözcüğünden gelir. Toplumlarda dilden dile aktarılarak süregelen sözlü edebiyat türleri arasında destanların özel bir yeri vardır. Onlar, toplumları derinden etkilemiş olan olayları kuşaktan kuşağa aktarırlar. Savaşlar, doğal afetler, kıtlıklar, göç gibi toplum belleğinde yer etmiş olayların, sıra dışı kahramanlıkların unutulmasını önlerken toplumun kimliğine ve özgüvenine katkıda bulunurlar.

Her ulusun kendi geçmişinde yaşanmış olayları anlatan milli destanları vardır. Bugünün bireylerine geçmişte atalarının ne gibi olaylar yaşadığını, nereden gelip bugüne erdiklerini unutulmaz kılmak için anlatılırlar. Kulaktan kulağa yol alırken ne denli değişseler de yitirmedikleri özellikleri, etkisi büyük olaylardan ve iz bırakmış kahramanlarından söz etmeleridir. Bu tür milli destanlarda o ulusun başkalarından farklı özellikleri de yer alır.

Örneğin Fin destanı Kalevala’da, Fin halkının bugünkü topraklarına yerleşmesi, paganlıktan Hristiyanlığa geçiş süreci ile doğadan başka bir yaşam kaynağı olmayan kuzey insanlarının yalın hayatları ve dertleri anlatılır. Hintlilerin ulusal destanı Ramayana’da ise eski Hint kültürü, dini, sosyal ve siyasal yaşamı hakkında bilgiler vardır. Bu destanın kahramanı üç büyük Hindu tanrısından biri olan Vishnu’nun yeniden dünyaya gelişi olarak kabul edilen Prens Rama’dır.

Almanların Nibelungen Destanı, Rusların İgor Destanı ve Fransızların Roland Destanı da dünyaca ünlü destanlardır.

En bilinen ulusal destanlardan biri de Yunan ozan Homeros’un İlyada adlı eseridir. Bu destanda Truva savaşı anlatılırken, savaşan iki halkın çatışmasının yanı sıra günlük yaşamları ve kültürleri de tanıtılmaktadır.

Türklerin destanlarına gelince, ilk akla gelenler arasında Göktürklerin türeyişini anlatan Ergenekon Destanı, Göktürkler savaşta yenilip yok olduktan sonra sağ kalan tek Türk’ün bir kurt tarafından büyütülmesini anlatan Bozkurt Destanı, bir Türk hakanı olan Alp Er Tunga’nın İranlılarla yaptığı savaşları anlatan Alp Er Tunga Destanı, Altay Türklerinin kahramanlıklarını anlatan Yaratılış Destanı, Çin sınırları içerisinde yaşayan ve yapılan baskılar sonucu göç etmek zorunda kalan Uygur Türklerinin öyküsü olan Göç Destanı, Hun hükümdarı Mete’nin Kağan oluşu ve yaşamının ve Türk birliğini kuruşunun anlatıldığı Oğuz Kağan Destanı, 16. yüzyılda yaşamış halk ozanı Köroğlu (Ruşen Ali)’nun Bolu Beyi ile çatışmasını anlatan Köroğlu Destanı ve Bağdat kuşatmasında askerler arasındaki Osman adlı 17 yaşında bir gencin büyük kahramanlıklar göstermesini, daha sonra kaleden atılan bir okla yaralanarak Dicle’ye düşüp ölmesini anlatan Genç Osman destanlarını sayabiliriz.

DESTAN TÜRLERİ ve MASALLAR  

Homeros’un İlyada’yı yazdığı gibi destanların çoğu ozanlar tarafından yazılır, şiir biçiminde ve çok uzundurlar. Bunlara, yazan kişiler bilindiği için, “Yapay Destan” denir. “Doğal Destan” adıyla anılan destanlar ise tarihin karanlık devirlerinde  yaşanmış olayları anlatan, kulaktan kulağa günümüze gelmiş ve ilk anlatıcısı bilinmeyen anonim eserlerdir. Örneğin Bozkurt Destanı bu tür destanlardan biridir. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Üç Şehitler Destanı” ise bir Yapay Destan örneğidir.

Destanlar, doğa üstü güçlere, gerçek dışı olaylara yer verdikleri, kahramanlarını abartarak tanıttıkları için bir bakıma masalları andırırlar. Destan kahramanları her zaman ön plandadır. Gücü, kuvveti temsil eder ve her zaman doğruyu yaparlar. Bu özellikleriyle çocuk ve genç okurların ilgisini çeker, hayranlığını kazanırlar. Sıra dışı özelliklerinin yanı sıra, destanlarda kullanılan doğa üstü motifler de okurların hayal dünyalarını genişletir. 

Masallara benzeyen özelliklerinden dolayı, çok uzun anlatılar olan destanlar kısaltılarak çocuk ve gençler için kitaplaştırılabilirler. Çocuk edebiyatımızda bu tür eserlerin örnekleri vardır. TROYA (Serpil Ural-Ebru Aktan Acar) adlı resimli kitap İlyada Destanı’nın çocuklar için hazırlanmış çok kısa bir anlatımıdır.Türklerin en eski destanlarından birinin anlatıcısı,  eski gelenekleri ve töreleri çok iyi bilen, 295 yıl yaşadığı söylenen yarı-efsanevi bilge Dede Korkut’un masalları ise, çocuklar için yayınlanmış destan örneklerinin en tanınmışıdır.

“Troya”
Yazarlar: Serpil Ural, Ebru Aktan Acar
Resimleyen: Ege Karadayı
Eğiten Kitap, 2019
“Dede Korkut Hikâyeleri”
Çeviri: Ayşegül Çakan
İş Bankası Kültür yayınları, 2018

Özel olarak çocuklar için kaleme alınan destanlar masal tadında okumalar sunarken onları içinde yaşadıkları toplumun ya da başka halkların geçmişi, gelenekleri, değerleri ve kültürleriyle tanıştıracaktır. Belki de geçmişte destan yazdıran kahramanlar, kişilerin neler başarabileceğinin örnekleri olarak rol modelleri arasında yer alacaktır.

Bu konuyla ilgili “Gılgamış Destanı ve Bir Ölümsüzlük Arayışı” başlıklı yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Share this Post