Gölgeler – Bilinçli Benliğimiz ile Kabul Edemediklerimiz

/ Şubat 4, 2020/ Blog Yazıları

Yazımızda genel olarak, bilinçli benliğimiz ile kabul edemediğimiz özelliklerimize ve bunların çocuklukta atılan temellerini gözden geçireceğiz.

Gölgelerimiz Nerededir?

İsviçreli psikiyatrist ve analitik psikolojinin kurucusu *Carl Gustav Jung’a göre gölge, ruhumuzun öteki yüzü, bilinçli zihnin karanlık kardeşidir.

Bilinçli benliğimiz ile kabul edemediğimiz, bastırılmış, inkâr edilmiş tüm özellikler ve eğilimlerdir.

„Herkes bir gölgeye sahiptir, bu gölge bireyin bilinçli yaşamında ne kadar az içeriliyorsa, o kadar kara ve yoğun olur,“* demiştir Jung. Yani gölgenizle ne kadar az ilgilenirseniz, o da o kadar güçlenir, ruhunuzun içindeki bir tehdide dönüşür ve ötekilere yansıtılmaya başlar:

„Benim suçum yok, sorun onlar.“

Buna göre, “Eğer birey” der Jung “kendi gölgesiyle hesaplaşmayı öğrenirse, dünya için gerçek bir şey yapmış olur. Günümüzün devasa, çözülmemiş toplumsal sorunlarının hiç olmazsa minicik bir parçasını sırtlanmayı başarmıştır.”

Bilinçli Benliğimiz ile Gölgelerimizi Görebiliriz

Çocuklar mutlak korunma ve sığınma isterler fakat gerçeğe de gereksinimleri vardır. Eğer çocuğu çaresizliğe veya sahte bir kendine güvene zorlarsak, korkutulr yada yüceltirsek gelişmesi eksik kalır.

Büyümesi için ona gereken gerçekliktir. Kendisini ve gölgesini görebilmesi gerekir. Çünkü ancak gölgesiyle yüzleşebildiğinde toplum içinde sorumlu bir yetişkin olur ve gördüğü kötülükleri, acıları, adaletsizlikleri görmezden gelme veya inkâr etme eğiliminde olmaz.

Görüldüğü gibi, çocuklara gerçekleri anlatmanın en kolay yolu ise, hayal gücünü kullanmaktır.

„Ahlâki iyiliğin en güçlü aracı hayâl gücüdür“ der ingiliz edebiyatının romantik dönemi şairlerinden olan Shelley.

Ördek, Ölüm ve Lale

Çocuklara anlatmanın zor olduğu bir konu olan ölümü ele alan bir kitap:

Ördek, ölümü yakınında hissederek çok sarsılır. Onu almaya mı geldiğini sorarak ölümle sohbete başlar. Ördek ölümü çok sempatik bulur, birlikte yüzmeye giderler, ağaca tırmanırlar, ölüm üşüdüğünde ördek onu tüyleriyle ısıtır. Fakat bir gece ördek üşümeye başlar ve ölümden ona sarılarak ısıtmasını isterken ölür. Ölüm onun tüylerini düzeltir, üzerine bir lâle koyar ve yavaşça nehire bırakır.

„Ördek, Ölüm ve Lâle“
Yazar: Wolf Erlbruch
Çeviri: Bahar Siber
Hep Kitap, 2018

Sihirli Öpücük

Üvey anneyi kabullenme sorunu irdelenmekte.

“Sihirli Öpücük”
Zeynep Bassa
Kök Yayıncılık, 2007

Öyküdeki küçük kızın büyük bir sorunu vardır. Babasının tüm itirazlarına rağmen, eve gelen yeni üvey annenin, Pamuk Prenses masalındaki cadı olduğuna inanmaktadır. Kendisini ve babasını bu „cadı“nın kötülüklerinden korumak için kolları sıvar. Önce cadıyı gizlice gözetlemeye başlar. Cadı aynı masalda olduğu gibi sık sık aynaya bakmaktadır.

Acaba onu okuldan almaya gelirken süpürgesini mi kullanacaktır? Veya soyduğu elmaları ona vererek onu zehirlemek mi istemektedir?

Fakat o da ne? Cadının ona hiç kötülük yapma gibi bir niyeti yoktur…

Okumak İsteyebileceğiniz yazılar:

Ölümü Çocuklara Anlatmak – Yaşamda Karşılaşılabilecek En Zor İşlerden Biri

* Psychology and Religion“  Carl Gustav Jung, Yale University Press (1960)

Share this Post