Etik Değerler
Etik sözcüğünün birçok tanımı vardır. Sözlüklerde “töre bilimi, ahlak bilimi, ahlaki, ahlakla ilgili olarak” diye tanımlanır. Bir bilim dalı olarak ele alındığında Etik, ahlaki olanın özünü ve temellerini araştıran bilim, insan davranışları ile ilgili sorunları inceleyen felsefe dalıdır. Yunanca “kişilik, karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türemiştir.
Öz ve anlaşılır olarak “doğru ile yanlışı ayırmak” diye tanımlayabileceğimiz Etik, doğru ve yanlışı birbirinden ayırdıktan sonra, buna uygun davranmaktır. Toplum içinde ve doğaya karşı nasıl davranmamız gerektiğini Etik Değerler diye adlandırdığımız ilkeler belirler.
Kişi, içinde yaşadığı ortama uyum sağlamak ve yaşamına sürdürülebilirlik kazandırmak için gereken etik değerleri öğrenmeye çocukluğunda başlar. Bunları öğrenmesini sağlayacak olan iki önemli sosyal kurum aile ve okuldur.
Çocuk etik eğitimini yaşamının ilk yıllarında anne babasıyla olan ilişkisinden alır. Sevgi dolu bir ilişkide çocuk kendini kabul görmüş ve güvende hissederse, aynı güven ve sevgiyle karşılık verir. Bu olumlu etkileşim çocuğu doğal olarak başka insanlara karşı da olumlu ilişkilere yönlendirir. Büyüklere saygılı olma, söz dinleme, kardeş sevgisi, sorumluluk, yardımseverlik, paylaşma, işbirliği, doğruluk gibi etik değerleri önce aile içinde edinir. Daha sonra anaokulu ortamı, arkadaşlar, öğretmenler gibi çevresindeki kişilerle edindiği bu değerler gelişir ve pekişir.
Yaşamının ilk döneminde çocuklar anne baba ve öğretmenlerinin davranışlarını taklit ederler ve onları model olarak alırlar. Bu, çocukların etik değer öğrenme süreçleri için de geçerlidir. Çocuğa arkadaşlarıyla iyi geçinmenin doğru olduğunu söyleyen bir yetişkin, komşuları ya da iş arkadaşlarıyla sorunlu ilişkiler içindeyse çocuk kendisine söyleneni değil, gördüğü davranış biçimini benimseyecektir. Aynı şekilde, çocuğa verilen sözleri tutmanın önemini vurgularken kendileri verdikleri sözleri tutmayan, yapacağım dediğini yapmayan yetişkinler de boşuna çabalamaktadır çünkü çocuk onların dediğini değil, yaptığını benimseyecektir.
Ünlü eğitim bilimci Kohlberg, çocukların etik değerlerinin aşamalar halinde geliştiğini ve kendi kişisel ve öznel ahlak sistemlerini ancak 13 yaşına geldiklerinde oluşturduklarını söyler. Her konuda olduğu gibi, etik değerleri öğrenme ve onlara uyma konusunda da çocuklar gelişim özelliklerine göre eğitilmelidir: Her yaş döneminin farklı ahlaki gelişim özelliği de vardır. Önceleri bencil olan küçük çocuk paylaşmayı daha sonra öğrenir. Yetişkinler, çocuktan bekledikleri etik davranışlar konusunda gerçekçi olabilmek için bu dönemleri bilmelidir.
Büyüme ve kişiliğini oluşturma döneminde davranışlarını etik değerler doğrultusunda sürdüren çocuk topluma uyum sorunu yaşamaz. Öte yandan toplum içinde, insanlar arası ilişkilerde uyulması gereken etik değerler olduğu gibi kişinin geniş çevresi olan doğa ile ilişkisinde de uyulması gereken etik davranışlar vardır. Bunun için çocukları insan ilişkilerinde neyin doğru neyin yanlış olduğu üzerinde düşünmeye yönlendirirken onların doğa ve insan yapımı çevreye karşı duyarlı olmalarını da sağlamalıdır. İçinde yaşayacakları çevrenin kaynaklarını tüketmeden yaşamak herkesin iyiliği içindir. Sel, erozyon, türlerin yok olması gibi sorunlar hep doğaya gerektiği gibi davranmamanın sonuçlarıdır. Günümüzde bu gibi çevre sorunlarını tetikleyen en önemli davranışlardan biri tüketimdir. Tüketim, çevremize karşı sorumsuzca, aç gözlü ve çıkarcı amaçlarla yaklaşmaktır ve bu da doğa kaynaklarının sürdürebilirliğini engeller. Doğal ortamlara kalıcı zararlar verir.
Etik değerlerden söz ederken bu değerlerin dünyanın her tarafında aynı olmadığının, ülkeden ülkeye farklılıklar gösterdiğinin de altını çizmek gerekir. Dürüstlük, cana saygı, güvenilir olma, yardımseverlik ve paylaşma gibi genel insani değerlere ek olarak toplumlarda geçerli olan etik değerler o toplumun gelenek ve göreneklerinden beslenerek oluşmuş yerel kültürün özelliklerindendir. Bir toplumda doğru kabul edilen davranışın başka bir toplumda yanlış olduğu düşünülebilir. Örneğin, kimi toplumlarda konukseverlik çok önemliyken başka toplumlarda konuklara özel davranılmaz. Gene bazı toplumlarda, düğün, doğum gibi sosyal kutlamalarda kadınlarla erkeklerin aynı ortamda eğlenmesi doğru değildir. Toplumlar arasında bu gibi pek çok farklılık vardır.
Unutmayalım ki, genel insani etik değerlerin yanı sıra, çocukların içinde yaşadıkları topluma özgü değerleri öğrenmeleri ve kimliklerini oluşturmaları için çocuk kitaplarından da yararlanabiliriz. Hem konuyla ilgili öykü ve masallar hem de özel olarak hazırlanmış etik değer kitapları bu amaç için yardımcınız olacaktır.