Anne Frank – Bir Kitap, Bir Müze (1)
Edebiyatla, İkinci Dünya Savaşı’yla ve / ya da o savaş sırasında yaşanan soykırımla ilgili olup da Anne Frank’ın adını duymayan yoktur. Bu Yahudi kökenli Hollandalı kızın 13 – 15 yaşları arasında tuttuğu günlük, “Anne Frank’ın Hatıra Defteri”, savaş edebiyatının en bilinen örneklerindendir. Frank ailesinin Amsterdam’da Nazilerden saklanarak yaşadıkları ev bugün bir müze.
Anne Frank’ın Öyküsü
Almanya’da doğan Anne Frank, bu ülkede Nazilerin başa geçmesinden sonra, dört yaşındayken ailesiyle birlikte Hollanda’nın Amsterdam kentine göçtü. Almanlar Hollanda’yı işgal edince Yahudilerin can güvenlikleri yeniden tehlikeye düştü ve aile, baba Otto Frank’ın iş yeri olan depo binasının bir katındaki gizli bölmeye saklanarak yaşamak zorunda kaldı.
Gizlendikleri yere açılan kapı bir kitaplığın arkasında olduğu için görünmüyordu. Kapının arkasındaki dar alanda saklanan yalnız onlar değildi. Kendileri gibi Yahudi olan dostları Van Pels ailesi de kısa bir süre sonra onlara katıldı. Anne Frank, ablası Margot ve Peter Van Pels, zor günleri paylaşan üç ergen gençti.
Anne Frank ve Bir Müze
Frank ve Van Pels ailelerinin saklandığı bina, bugün “Anne Frank’ın Evi” adında bir müze. Amsterdam’da Prinsengracht sokağına girenler bu binanın yerini, kapısının önünde içeriye girmek için bekleyen kalabalığı görüp kolayca buluyorlar. Anne Frank’ın Evi’ni rahat gezebilmek için, turist otobüsleri ve okullardan öğrenci grupları gelmeden önce, sabah olabildiğince erken gitmek gerekiyor.
Binanın ön yüzü bugün turistleri gezdiren, üstleri cam kaplı uzun teknelerin dolaştığı kanala ve karşı kıyıda sıralanmış, tepe siluetleri dantel görünümlü evlere bakıyor. Oysa Anne Frank ve ailesinin gizlendiği bölüm arkada. Burada yirmibeş ay boyunca, dışarıdan ve iş yeri olan ön taraftan görünmeden zor bir ev yaşamı sürdürmüşler.
Kitty
“Gizli Bölme”ye saklanmadan bir ay kadar önce, 12 Haziran’da kendisine yaş günü armağanı olarak verilen günlüğü Anne Frank, en yakın arkadaşı olarak kabul etmiş. Ona ‘Kitty’ adını vermiş ve o yaş gününden başlayarak olan biten her şeyi; gözlemlerini, duygularını, ileriye dönük düşüncelerini hep bu sırdaşıyla paylaşmış.
“Gündüzleri fısıltıya konuşmak ve ayaklarımızın ucuna basarak, ses çıkartmadan yürümek zorundayız. Yoksa depodakiler bizi duyabilir” diye yazmış Anne Frank sırdaşı olarak gördüğü günlüğüne. Tarih 11 Temmuz 1942. Aynı gün, “Komşular bizi duyacak ya da görecek diye çok korkuyorduk”, tümcesini eklemiş.
Gizli Ev
Bunları yazdığı günden iki gün önce, 9 Temmuz’da evlerinden çıkıp bu binaya gelmişler. Hollanda’da çoğu zaman olduğu gibi gene yağmur yağıyormuş. Saklanmaya gittikleri ve eve dönmeyecekleri anlaşılmasın diye yanlarına ne eşya, ne bavul, hiç bir şey almamışlar. Yalnız birkaç kat çamaşır ve giysiyi üst üste giymişler. Her günkü el çantalarına çok gerekli iki üç şey koyup Prinsengracht sokağına yürümüşler.
Baba Frank’ın iş yerinde, fazla eşyaların konduğu deponun arkasındaymış saklanacakları odalar. Deponun üst katlarına çıkan dar merdivene açılan kapıyı, önünde duran kitaplık gizliyormuş. Bu kitaplık kenara çekilince arkasından yukarıya çıkan merdiven görülüyor. Buradan çıkılan ilk oda, hem Anne Frank’ın anne ve babasının yatak odası, hem ailenin oturma odası olarak kullanılmış. Bu odadan geçilen sağdaki küçük oda ise, Anne ve ablası Margot’nun odasıymış. Bu odanın sağında küçük bir tuvalet var. Banyo yapmak için kullandıkları leğen de buradaymış.
Müze’yi gezerken ilk kattaki daracık merdivenden bir kat daha çıkınca üç kişilik Van Pels ailesinin saklandığı alana geliyoruz. İlk karşımıza çıkan, daha önceleri laboratuar olarak kullanıldığı için, uzunca bir tezgah ve lavabosu bulunan geniş alan. Her iki ailenin ortak mutfağı ve yemek odası olarak kullandıkları bu yer, aynı zamanda Bay ve Bayan Van Pels’in yatak odasıymış. Yandaki oda ise oğulları Peter’in.
Yokluklar, güçlükler ve korkularla dolu günler yaşanmış saklandıkları bu yerde. Anne Frank, burada 9 Temmuz 1942’de başlayan ve iki yıldan fazla süren gizli yaşamı, tüm ayrıntılarıyla günlüğüne aktarmış.
Anne Frank’ın günlüğü ile ilgili yazıyı burada okuyabilirsiniz.