Çocuklarla Öyküler Anlatalım
Merhaba sevgili okurlarımız,
Yakında bir yılımızı dolduruyoruz. Son bir aylık sessizliğimiz dışında blog yazılarımızı, kitap tanıtımlarımızı, çocuklarla birlikte yapabileceğimiz etkinlikleri sizlerle düzenli bir şekilde paylaşmaya büyük özen gösterdik. Sizler de sayfamızı beğenerek, takip ederek, bizi yalnız bırakmayarak büyük destek verdiniz. Sizlere desteklerinizden dolayı çok teşekkür ederiz.
Biz ikinci yılımıza girerken yeni bir etkinlik başlatmak istedik:
“Çocuklarla öykü anlatmak”
Öykülerin önemini daha önceki birkaç blog yazımızda sizlerle paylaşmış, çocukların gelişimindeki rolünü incelemeye çalışmıştık.
Burada sizlerle çocuklarınızı öykü anlatmaya teşvik etmek, onları yönlendirmek için ipuçları vermeye çalışacağız. Çocuklarınızın yazdığı öyküleri, eğer henüz okuma yazma bilmiyorlarsa, siz onların anlattığı şekilde yazarak, videoya çekerek bize gönderebilirsiniz. Biz de sizlerin isteği doğrultusunda onları sayfamızda paylaşmaya çalışırız.
Şimdi isterseniz öykü anlatmanın çocuk gelişimi üzerindeki olumlu etkilerine yeniden kısaca bir göz atalım.
“Kendi öykülerini anlatan çocukların yaratıcı düşünceleri gelişir.”
Şimdi isterseniz öykü anlatmanın çocuk gelişimi üzerindeki olumlu etkilerine yeniden kısaca bir göz atalım.
“Kendi öykülerini anlatan çocukların yaratıcı düşünceleri gelişir.”
Çocuklar kendi öykülerini uydurarak yetişkinlere anlatma fırsatı bulduklarında, zorunlu olarak yaratıcı olmaları gerekir. İlginç bir olay örgüsü ve değişik karakterlerle öyküde”sonra ne olacağı”nı önceden düşünmeleri gerekir.
Hayal gücü, çocukların kendi öykülerini anlattıkları geniş ve açık bir dünyadır. Onların doğrudan anlatamadıkları fakat sahip olmayı hayal ettikleri deneyimleri, istekleri, yetenekleri yapabilen ana kahramanlar yaratarak kendilerini ifade edebilirler.
Albert Einstein’ın dediği gibi,
“Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Çünkü bilgi sınırlıdır, oysa hayal gücü tüm dünyayı kucaklar, ilerlemeyi teşvik eder ve evrimi doğurur. Bilimsel araştırma için kesinlikle geçerli olan bir faktördür.”
Einstein’e göre çocuklara kendi öykülerini anlattırmak, onların hayal güçlerini çalıştırmaya teşvik ederek, zihinlerinde yeni yaratıcı fikirlerin oluşmasına yardımcı olabilir.
“Çocuklar öykü anlatarak dil becerilerini geliştirebilirler.”
Yaratıcılığın desteklenmesi için öykülerin yalnızca uydurulması gerekmez. Gerçekte olanları tekrar anlatacak kelimeleri bulmak bile kendini ifade edebilmenin yeni yollarını teşvik ederken yeni öğrenme fırsatları da ortaya çıkartır. Gün boyu edinilen bilgileri kelimelere çevirme fırsatı verir.
“Çocuklar öykü anlatırken sunum becerilerini geliştirerek aynı zamanda düşüncelerini organize etmeyi de öğrenirler.”
Çocuklar öykü anlatırken bedensel eylemler, ses tonu ve betimleyici dil kullanmak yoluyla öyküyü sözlü olarak dramatize edebilmeyi öğrenirlerken, aynı zamanda başlangıcı, ortası, doruk noktası ve sonu olan bir öyküyü kafalarında düzenlemeye çalışırlar. Böylelikle çocuklar öykü anlatma yoluyla iyi sunum yapan ve bilgi aktaran kişiler olmayı öğrenebilirler.
“Öykü anlatmak, çocukların başka konuları öğrenmelerine de yardımcı olur.”
Başka bir deyişle, çocukları öykü anlatmaya yönlendirmek, onların öğrendikleri başka şeyleri hatırlamalarına da yardımcı olur. Onların herhangi bir konudaki bilgileri akıllarında tutmalarına yardımcı olmak için öykü anlatma kullanılabilir. Örneğin, bir fen dersi öğreniyorlarsa, bu konuyla ilgili öyküler anlatmak onu “içselleştirmelerine” yardımcı olabilir.
Hafızaya yönelik nörobilim araştırmaları, çocukların en zorlu ya da sıkıcı okul derslerinde bile anlayış ve uzun süreli hafıza oluşturmalarına yardımcı olmak için öykülerin öğrenmenin gücünü arttırdığını vurgulamaktadır.
Çocukları öyküler anlatmaya ve yazmaya yönlendirmenin en önemli yararlarından biri ise onların yaratıcılıklarıyla tanışmalarını sağlamasıdır. Çocuklara yaratabileceklerini göstermek inanılmaz derecede güçlüdür. Yaratıcılıkları bastırılmadığında hissettikleri özgürlük, büyümelerine yardımcı olur.
Yeniden buluşmak üzere…
