Zor konular – Sorun Kitapları

/ Haziran 1, 2020/ Blog Yazıları

Resimli Öykü Kitaplarının bir işlevi de çocukları yaşamla tanıştırmak, yaşam boyunca karşılaşabileceklerinden söz etmek olduğuna göre, yazarın ele alacağı konular arasında boşanma, taşınma, uyuşturucu kullanımı, ölüm, ırkçılık, engellilik, savaş ve çocuk tacizi gibi hoş olmayan konular da vardır. Can sıkıcı, üzücü, rahatsız edici olan bu konular öykü kitapları aracılığıyla çocukların dünyasına girdiğinde ya onlara bilmedikleri bir geçeği tanıtır ya da yaşamak zorunda kaldıkları böylesi bir soruna açıklık getirir.

Böyle bir kitap yazmak istediğinizde unutmayın ki önemli olan bu konuları çocuğa göre anlatabilmektir. Konuya olabildiğince hafif ve olumlu yaklaşabilmeniz, ilgi çekici, eğlendirici karakterler yaratmanız ve umut verici bir son, bu tür kitapların çocuğa göre olmasını sağlar.

Bu konuları işleyen kitaplardan, “Sorun Kitapları” ya da “Travmatik Kitaplar” diye söz edilir. Ünlü çocuk kitabı yazarı Ursula K. Le Guin bu konuları ele alan kitapları “Sorun Kitapları”  diye adlandırmanın, “yaşamda karşımıza çıkan kötülüğü kendisi gibi değil de bir sorun olarak ortaya koymanın,  gerçeklikten kaçmak” olduğunu ileri sürerek şöyle diyor: “Kötülük; eğer insan gibi yaşamak istiyorsak, bütün yaşamımız boyunca karşılaşacağımız, yeniden ve yeniden hesaplaşacağımız ve kabul edeceğimiz, birlikte yaşayacağımız acılar, azaplar, yazıklar, kayıplar ve adaletsizliklerdir”.*

Sorunlardan söz etmeyen metinler çocukları çeşitli konularda bilgilendirirken, rahatsız edici konuları ele alan kitaplar yaşamı sorgulamalarına yol açar. Bu tür resimli öykü kitaplarının anne baba ya da eğitimcilerle paylaşılması, küçük çocukların zorlukları aşabilmeleri için güç kazandırır.  

Dünya çocuk edebiyatında olduğu gibi bizim çocuk edebiyatımızda da bu tür konuları ele alan öykü kitapları var ve bunların sayısı giderek artmakta. Bugün bunlardan konusu “Savaş” olanlara kısaca bir göz atalım.

1900’lü yıllarda savaş konusunu ele alan çocuk kitapları daha çok hamasi öykü ve romanlar iken bugünkü çocuk edebiyatında savaşın yaşattığı acıları ele alan insancıl bir yaklaşım görülüyor. Çeviri kitapların yanı sıra yazarlarımızın eserlerinde de karşımıza çıkan bu bakış açısı, çok daha gerçekçi.

Savaş olgusunu küçük çocuklara anlatmak zordur.  Bu yüzden, bu konuda yazılan kitaplar daha çok okul dönemi, ilkgençlik ve gençlik yaşlarındaki okurlara seslenmektedirler.

Okul öncesi yaşlardaki çocuklara savaşı anlayabilecekleri düzeyde anlatan, başarılı bir resimli öykü kitabı örneğini Fransa’da görüyoruz: Flon-Flon ve Musette.

Özetleyecek olursak, Flon-Flon ve Musette komşu evlerde yaşayan iki tavşan arkadaştır. Dostlukları savaşın başlamasıyla sona erer. Evleri, birbirleriyle savaşan taraflarda olduğu için iki evin arasına bir dikenli tel çekilir. Arkadaşını görmek isteyen, neden görüşemediklerini sorgulayan Flon-Flon’a annesi Musette’den söz etmemesini, bunun savaşın gereği olduğunu söylediğinde küçük tavşan öfkelenir, savaşı kovmak ister. Oysa savaş bir kişi değildir ve çok büyüktür. İstediği zaman gelir, istediği zaman gider. Üstelik çok gürültü yapar ve yangınlara neden olur.

Flon-Flon’un babası savaşa gider. Döndüğünde bir bacağı yoktur ve bir kolu da kırıktır.  Savaş bitmiştir ama iki ev arasındaki tel örgü durmaktadır. Bir gün Flon-Flon karşı tarafa geçmek için o telde bir delik açar. O sırada Musette’in de kendisine seslendiğini duyar. İki arkadaş yeniden bir araya gelirler.

Bu kitap, çok küçük yaşlardaki çocuklara en azından savaşın kötü bir şey olduğunu, sevenleri ayırdığını ve insanları ikiye böldüğünü anlatmaktadır.

Daha büyük yaşlarda, okul dönemindeki çocuklar için yazılmış savaş konulu bir resimli kitap da Avustralya’dan: Bir Dakika Saygı Duruşu.

Savaştan yıllar sonra bir okuldaki öğrenciler, çarpışmak için Gelibolu’ya giderek Çanakkale Savaşları’na katılan Avustralyalı askerler için saygı duruşu yapmak üzeredir. Öğretmen, sessiz durdukları süre içinde kendilerini savaşan askerlerin yerine koymalarını önerir ve onlara neler düşünmeleri gerektiğini, saygı duruşu boyunca adım adım anlatır. Bu bir tür meditasyon benzeri yönlendirmede öğrenciler; savaşta yaşanan güçlükleri, korkuları, sevinçleri, hastalanmaları, yaralanmaları, ölümleri, ev özlemini yaşarken her iki tarafın askerleriyle empati kurar ve saygı duruşunu bu duygudaşlıkla tamamlarlar. Öğrenciler kadar okurlar da, kitap bittiğinde, hangi tarafta olursa olsun savaştaki askerlerin neler yaşadığını anlamışlardır.

Okul dönemindeki çocuklar için “Çizgili Pijamalı Çocuk” (John Boyne) ve gençlik romanı “Kitap Hırsızı” (Markus Zusak) savaş konusunu işleyen çok başarılı iki çeviri kitap örneğidir.

İlkgençlik ve gençlik dönemindeki okurlar için savaş konusunu anlatan telif eserlere örnek olarak da Hidayet Karakuş’un “Anne Beni Bekleme”, Serpil Ural’ın “Şafakta Yanan Mumlar” ve Bilgin Adalı’nın “Çanakkale Destanı”nı öneririz.

Share this Post