En Zor İşlerden Biri: Çocuklar İçin Yazmaya Nasıl Başlayacağım?
Geçen Aralık ayında yayınladığımız, “Çocuklar İçin Yazmak En Büyük Hayallerinizden Biri Olabilir!” başlıklı yazımızda çocuklar için yazmanın zorluklarına değinerek, çocukların aynı zamanda acımasız birer eleştirmen olduklarından söz etmiştik. Bugünkü konumuz ise, çocuklar için yazmaya nasıl başlayacağımız.
Tüm bu zorlukların yanısıra, çocuklar için yazmanın bir yazarın yaşayabileceği en büyük başarı ve mutluluklardan biri olduğunu da söyleyebiliriz. Çünkü öyküler çocuklar için her şeydir, onların hayâl güçlerini besler, yaşamda anlam bulmalarına yardımcı olur ve çocukluğun zorluklarında onlara rehberlik eder.
Nasıl Başlayacağız?
Şimdi gelelim asıl konumuza. Çocuklar için yazmaya nasıl başlayacağız?
Aşağıdaki örnek bir çoğumuzun yaşadığı bir durumdur:
Kafamızın içinde bir sürü fikir gezinir ve eşimize dostumuza zamanımız olur olmaz kurguladığımız kitabı yazmaya başlayacağımızı anlatırız. Fakat hep zamanımızın olmadığından yakınarak bu kitabı bir türlü ortaya çıkaramayız. Eğer gerçekten kitabı yazıp başarılı olmak istiyorsak, yazmak için zaman ve yer yaratmamız gerekir. Ne kadar “MEŞGUL OLURSAK OLALIM” yazmak için zaman ve enerji ayırmak çok önemlidir.
Zaman Ayırmak
Yapmakta olduğumuz gereksiz şeylere odaklanarak, zamanımızı nasıl ve nereye harcadığımıza daha yakından bakabiliriz. Televizyon mu izliyoruz? Sosyal medyada mı vakit geçiriyoruz? Telefonumuzla mı meşgulüz?
Eğer bu sorulardan en az bir tanesine evet cevabı veriyorsak, bu da yazmak için zamanımızın olduğu anlamına gelir.
Her gün mutlaka yazmak için kendimize belli bir süre ayırmalıyız, 24 saatin bir saati bile boş olsa bunu yazmak için kullanabiliriz. Örneğin, yataktan bir saat erken kalkmak, bir saat daha az televizyon seyretmek gibi.
Elbette yazamadığımız zamanlar da olacaktır, o zaman da örneğin, yürürken, bulaşık yıkarken, veya başka bir iş yaparken üzerinde çalıştığımız şeyleri düşünmeye devam edebiliriz. Yaratacağımız karakterleri hayal edebilir, veya öykümüzün kurgusunu düşünebiliriz.
Not Almak
Bir dakika! Galiba şu anda kafanızın içinde gezinen bir fikir var. Onu bir yere yazdınız mı? Eğer yazmadıysanız hemen elinize bir kalem kağıt alıp bir yerlere not alın. Fikirler kanatlı kuşlar gibidir bir anda uçup giderler. Hiçbir zaman unutmayacağınızı düşündüğünüz o şahane fikri hatırlamadığınızda kendinize ne kadar kızacağınızı düşünün.
Bunun için yapmanız gereken ilk şey gördüklerinizi, duyduklarınızı, aklınıza gelenleri not edebilmeniz için sürekli yanınızda taşıyabileceğiniz küçük bir defterle kalem almaktır.
Ne zaman ilginç bir şey görseniz ya da aklınıza bir fikir gelse bunu not edin. Önemli veya önemsiz olmasına bakmazsızın yazın. Bu fikirlerin mutlaka yazacağınız kitapla ilgili olması gerekmez. Bu notları günün birinde başka bir kitabınızda da kullanabilirsiniz.
Bu haftaki yazımızı Alman bilim kurgu romanları yazarı Andreas Eschbach’la yapılan bir röportajla bitirmek istiyoruz. Fikirlerini nereden bulduğu sorulduğunda şöyle cevap verir Eschbach:
“Fikirlerimi sürekli olarak yanımda taşıdığım çeşitli büyüklüklerdeki defterlerimden alırım. Aklıma bir fikir geldiğinde onu hemen defterime not ederim. Böylece binlerce fikir birikir ve sonunda sadece en iyiyi alıp kullanma şansına sahip olurum. Eğer fikirleri yazmazsanız, onları unutursunuz ve sonra da hiçbir fikriniz olmadığından şikâyet edersiniz.”
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, defterlerinizi hazırlayın.
Konu ile ilgili diğer yazılar:
Çocuklar İçin Yazmak En Büyük Hayallerinizden Biri Olabilir!
