Barış Dili Hakkında Hiç Duymadıklarınız -1
Barış Dili Nedir?
Çocuk kitaplarından söz ederken “Dil” der, yazarın kullandığı dili tanımlamaya çalışırız. Nedense bugün “Barış Dili” geldi aklımıza. Şu ara çok gereksinim var bu dile, bu iletişim yoluna diye belki…
Sözlükler “Barış” sözcüğü hep “Savaş” ve “Düşman” kavramlarıyla, ilişkilendirilerek anlatmış. “Savaşı dışta bırakan durum”, “Düşmanlığı bırakma” gibi. Türkçe Sözlük’teki* “Uzlaşma” bile öncesinde bir çatışma olduğu izlenimini vermiyor mu?..
Bize kalsa “Barış” kavramını “dinginlik” ya da “huzur” sözcükleriyle tanımlamak isteriz. Sözlüklerden yola çıkarsak “çarpışmadan, çatışmadan iletişim kurma becerisi” diyebiliriz Barış Dili’ne.
“İletişim” sözcüğü de hemen en az iki taraf olduğunu akla getiriyor. A ve B’nin birbiriyle ses ya da yazı ile karşılıklı duygu, düşünce, bilgi alışverişine iletişim diyoruz.
Toparlayacak olursak; bir iletişim türü olan Barış Dili, kendimizi ve karşıdakini incitmeden, öfkelendirmeden söylemek istediklerimizi anlatma ve karşıdakini anlamaktır.
Çocuk kitaplarında Barış Dili
Her insan ana dilini nasıl çocukluktan başlayarak önce duya duya öğreniyorsa barış dilini de çocuklukta öğrenir. Eğer çocuk içinde bulunduğu ilk ortam olan ailesinde bu dili duyabiliyorsa… Anne babaların birbiri arasındaki konuşmaların ve çocuklarıyla konuşma tarzlarının niteliği bu yüzden çok önemlidir.
Çocuk aile ortamından sonra kreş, ana okulu, gibi kurumsal çevresi içindeki konuşmaları duyar. Tüm bunlar çocuğun barış dilini öğrenme ya da öğrenmemesine yol açacaktır.
Eğitim ve öğrenim sürecinde öfke, kırıcılık, azarlama, etiketleme içeren konuşmalar duyarak büyüyen bir çocuk elbette bu tarz konuşan bir kişi olur.
Bu süreçte çocuğun duyacağı konuşmaların, ister kişiler arasında olsun ister radyo, televizyon gibi araçlardan çocuğun yaşamına yansıtılsın, hepsinin çocuğun kullanacağı dili belirlemekte bir payı vardır. Elbette eğitim ve öğretim sürecinde çocuklara barış dilini öğretmekte payı olanlar arasında çocuk kitaplarını da unutmamak gerekir. Okul öncesi dönemde yetişkinlerin çocuğa okuyacağı kitapları ve sonrasında kendisinin okuyacağı kitapları.
İşte bu noktada çocuk ve gençler için yazan yazarların, editörlerin dikkatli ve Barış Dili konusunda bilgili olmaları gerekir. Anne babalar ve öğretmenlerin de, çocuğa verilecek kitapları seçerken, bu noktayı göz ardı etmemeleri önemli.
Bir Örnek
Barış dilini engelleyen en önemli özelliklerden birini, “Etiketleme”yi ele alan ve bunun ne kadar yanlış olduğunu anlatan bir öykü.
Yabancı bir çocuğun kampa katılacağını duyan yetişkinlerin kendi önyargılarını öykün kahramanı olan çocuğa aktarmalarıyla başlıyor. Annesi: Trompistan’dan da biri geliyormuş. Korkak insanlardır onlar. Oysa izci dediğin cesur olmalı” der. Babası da, “ Korkak mı? Bence soğuk insanlardır “ diye ekler. Dedesi de “Bencil” olduklarını savunur.
Bu önyargılarla kampa giden kahramanımız tabii ki Trompistan’dan gelen çocukla iletişim kurmamak için elinden geleni yapar. Hatta önyargılarını arkadaşlarını aktarır: “Daire olup kamp ateşinin çevresine oturduk. Yabancı izcilerin her biri sırayla kendi dilinde, kendi ülkesine özgü bir şarkı söyleyecekti. Sıra ona gelirken Nomi yavaş yavaş, geri geri sürünerek yerinden ayrıldı. Sonra ayağa kalktı ve koşarak uzaklaştı. Yanımda oturan Osman, “Bizim çadırdaki yabancıya ne oldu böyle?” diye fısıldayarak sordu. “Şarkı söyleyecek diye heyecandan tuvalete gitmesi gerekti galiba”. Sonra kıkır kıkır güldü. “Yok canım” dedim, “Bunlar soğuk ve kendini beğenmiş olurmuş. Şarkı söylemeyi küçümsedi, çekti gitti herhalde. Haa, korkudan da olabilir tabii”.
Yazının devamını okumak için:
Barış Dili Hakkında Hiç Duymadıklarınız -2
İlginizi çekebilecek kitap tanıtımları: